Toyga Clup
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Toyga Clup

forum işte...
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Cahit Sıtkı Tarancı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
piSİkoLİa.
Admin
piSİkoLİa.


Mesaj Sayısı : 158
Kayıt tarihi : 06/06/09
Yaş : 29
Nerden : Karagümrük

Cahit Sıtkı Tarancı Empty
MesajKonu: Cahit Sıtkı Tarancı   Cahit Sıtkı Tarancı Icon_minitimePaz Haz. 07, 2009 7:03 pm

Asıl adı Hüseyin Cahit olan Tarancı, 4 Ekim 1910’da, Diyarbakır'ın, Camii Kebir Mahallesi’nde dünyaya geldi.
İlkokulu Diyarbakır’da bitirip, ortaokulu İstanbul Kanatlarımın Altında’da Saint Joseph’te okumasının ardından, liseyi okumak için Galatasaray’a geçen Tarancı, sonradan yakın dost olacağı Ziya Osman Saba ile bu okulda tanıştı. Mülkiye Mektebi'nde başladığı, ancak başarı gösteremediği yüksek öğrenimini, o sırada Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanmaya başlayan hikayelerinden kazandığı parayla Paris'te, Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde tamamlamak istemesine rağmen, İkinci Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine, Türkiye’ye dönmek zorunda kaldı.
Askerliğini yaptıktan sonra, Anadolu Ajansı ve Çalışma Bakanlığı'nda çevirmen olarak çalışan Tarancı, Baudelaire’in eserlerini de çevirmiştir.
Edebiyat dünyasında ilk defa, 1930 yıllında dikkatleri üzerinde çeken Tarancı’nın, ilk şiiri Servet-i Fünun Dergisi’nde yayınlandı.
Cumhuriyet döneminin önemli şairlerinden olan Tarancı, şiir yazmaya, lise yıllarında başladı. Batı’nın
etkisinde kalan şairlerimizden olan Tarancı’nın, şiirinde divan
edebiyatının etkisine rastlanmaz. Daha çok, halk şiirinine yakın
gösterilebilecek bir tarzı olan şairin, Fransız okullarında okumuş olması, ilk şiirlerindeki, Fransız şairlerin üsluplarıyla benzerliklerin sebebidir.
Otuz Beş Yaş şiirinin, 1946’da, Cumhuriyet Halk Partisi’nin
düzenlediği, yarışmada birincilik kazanmasıyla
ününü pekiştiren ve Cumhuriyet Dönemi’nin
önemli şairleri arasına giren Tarancı'nın, şiirlerinin en
önemli özelliklerinden biri de, açık ve sade bir
üsluba sahip olmalarıdır. Hececi şiir geleneğini sürdürenlerden biri olan ve şiirin,
kelimelerle güzel şekiller kurma sanatı olduğunu savunan Tarancı,
şiirde ses güzelliğine değer verirdi. Şiirlerinde, yaşama sevincini ve aşkın güzelliğini vurgulayan,
ölümün üstünlüğünü irdeleyen
şair, anlatım gücüyle dikkat çekti. Ölüm
korkusuna neredeyse her şiirinde yer veren ve ölümü
kabullenemeyen Tarancı’nın, şiirlerine sürekli bir bunalım,
hoşnutsuzluk, sıkkınlık hakimdir. "Sanat için sanat" ilkesine bağlı kalarak
yazdığı şiirlerin konuları arasında, sevdalar, yalnızlık, kaçış,
yaşadığı hayatın buruklukları, çocukluk özlemi de olan
Tarancı’nın eserlerinde, kendinden başkasının adı geçmez.
Kişisel şiirler yazan Tarancı da şiirlerinde, Ahmet Haşim gibi, çirkinliğinden ve sevilmediğinden yakınır.
Şiir hakkındaki düşüncelerini, çeşitli makale ve denemelerle gazetelerde belirten ve Ömrümde Sükût (1933), Otuz Beş Yaş (1946), Düşten Güzel (1952), Sonrası (1957), Ziya'ya Mektuplar (1957) ve Bütün Şiirleri (1983)
adlı kitaplarda eserleri birleştirilen şairin, arkadaşı Ziya Osman
Saba'ya yazdığı mektuplar da yazarı tanıma açısından
önemlidir.
Aralık 1954’te ağır bir akciğer hastalığına yakalanan ve tedavisi Türkiye’de yapılamayacağı için Viyana'ya giden Cahit Sıtkı Tarancı, 13 Ekim 1956’da, burada vefatının ardından, Ankara'ya getirilerek, toprağa verildi.
Tarancı ölümünden sonra, 1957’de, Varlık Dergisi tarafından düzenlenen bir ankette, en beğenilen yazar seçilmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://toygaforum.yetkin-forum.com
 
Cahit Sıtkı Tarancı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Toyga Clup :: Şiir :: Şair Tanıtım-
Buraya geçin: